EY ÜMMET’İN MAZLUMLARI NE ZAMAN HEP BERABER OLACAĞIZ?
Ey Ümmet! Hiç düşündün mü? Allah katında son din olan İslam’ın bir mensubu olarak, ülkende, coğrafyanda savaş ve gözyaşı neden dinmemektedir. Açlık ve yoksulluk neden senin ülkende kol gezmektedir? Çünkü Kur’an-ı okuyor ama beyninden kalbine bir türlü indirmiyorsun, Emperyalizme karşı olduğunu söylüyorsun ama onlar gibi düşünüyorsun! Elmas madenlerinin üzerinde bulunuyorsun ama açlıktan ölüyorsun. “Benim mezhebimden değil” diyorsun Kendi din kardeşinle birlik olmuyor üstelik onunla savaşıyorsun? Siyonizm taktiği olan,”Böl, parçala, yönet” ilkesine karşı koyacağına, onlara karşı “İnadına birlik” demen gerekirken, tam aksine içine sokmuş olduğu casuslar sayesinde itaat hatta biat ediyorsun!
Ey Ümmet! Ağlamayı kes! Zaman birlik olma, İslam birliğini kurma zamanı. Bütün dünyanın saadeti senin elinde. Ülkende ister iktidarda ol, ister muhalefet. Ayağa kalk ve bize doğru bir adım at! Unutma! Allah birlik olanları sever, ayrım yapan, nifak sokan insanı lanetler. İçindeki lanetlilere aldırma! Çocukların ve torunlarının geleceği için, Önce İslam Birliği, arkasından İslam NATO’sunu mutlaka kurmalısın!
Bir başka gücün gelip İslam Birliğini kuracağını sanma! Biz Müslümanlar bir araya gelerek bunu gerçekleştireceğiz. Yer altı ve yer üstü madenlerine sahip çıkmanın ve bir ekonomik değer yaratmanın yolu birlik ve beraber olmaktan geçmektedir. Avrupa ve Amerika’nın rahat yaşayabilmesi seni sömürmesiyle olduğunu unutma! Onların silahları ve teknolojileri sayesinde yıllarca onların sana sunduğu her türlü sisteme kölelik yaptın! Gönüllü köle olmayı neden bırakmıyorsun? Kurtarıcı bekleme! Kurtarıcı peygamberimizin bize açtığı yoldan ilerlemek ve Kur’an da yazılı olan 4 İlahi bilim olan ”Matematik, kimya, fizik, biyoloji” alanında insan gücü yetiştirmekten geçmektedir.
Türkiye’de İktidara gelen Milli Görüş lideri Merhum Erbakan’ı iktidarı bırakmak için nasıl zorladıklarını hatırlayınız! Yahudi stratejist ve ABD Derin Devletinin en etkin ve yetkin kişilerinden Alan Makovski’nin 1997’de “Middle East Quarterly” dergisindeki “Erbakan’la Nasıl Mücadele Edilmeli” isimli makalesinde ”İslam birliğini savunucu bir hükümeti devirmek için neler yapılacağını yazmaktadır”. Bu makaleye bir göz atalım. Bu makale aynı zamanda Batının İslam dünyasına bakışını da net olarak ortaya koymaktadır.
- Mevcut Milli Güvenlik Kurulu üyeleri arasında tek İslamcı Erbakan. Süleyman Demirel ve Tansu Çiller’in laik Doğru Yol Partisi’nin diğer üç üyesi de askerle aynı şekilde Batı yanlısı ve laik bir politikadan yana.
- Refah Partisi’nin üyelerinin ve liderlerinin mezun olduğu İmam Hatiplere büyük bir ilgi var ve insanlar kayıt için sıra bekliyor.
- Türklerin birçoğu Refah Partilileri dürüst ve azimli görürken, laik politikacıları bencil ve kötü olarak görüyor. Eğer laik politikacılar daha iyi çalışmazlarsa, Batı yanlısı Türkiye radikal bir şekilde yönünü çevirebilir.
- Siyonizm’i ve Yahudileri kınayan Erbakan ve partisi, Türkiye’nin Batı ile entegrasyonunu savunan Türkleri de taklitçi Batıcılar olarak nitelediler. Bunun yerine ise Türkiye’nin İslam ülkeleriyle birlikte İslam NATO’su, İslam Serbest Pazarı ve İslam Birleşmiş Milletleri’ni kurmasını istediler.
- Erbakan bu şekilde G-7 ve D-8’in yeniden bir araya gelerek ‘İkinci Yalta ‘ konferansında yeni bir dünya düzeni kurulmasını istemektedir.
- MGK tarafından kontrol edilse bile Başbakan olarak Erbakan, Amerikan menfaatlerine ve Türk Amerikan işbirliğine meydan okuyor. Erbakan’ın hükümette olması Amerikan ve Avrupa yönetimlerinin işini zorlaştırıyor.
- En önemlisi, Erbakan bir ideolog olarak Türkiye’yi Batı’dan uzaklaştırmak istiyor, bu ise Amerikan menfaatlerine tamamen ters bir politika.
- Laik Türkler gizli olarak ABD’ye Türkiye’yi Erbakan’ın eline bırakmaması için yalvarıyorlar.
- Amerikan yönetimi Erbakan ve arkadaşlarından ziyade laik bakanlar ve yüksek bürokratlarla çalışmalı.
Özellikle bu makaleden örnek vermemin nedeni; Siyonistler asla durmayacak! Bizi yok etmek ve kendileri gibi düşünmemiz için elinden geleni yapacaklar, her zaman içimizdeki işbirlikçi masonları ve dönmelerle (Sabataycıları) bunu yapacaklardır.
Biz oyuna gelmeyip asla çalışmalarımızı bırakmayacağız. Bu gibi olaylar aslında İslam t opraklarının ne kadar değerli olduğunun kanıtıdır aynı zamanda. Bu gibi olaylar bizim daha çok uyanık olmamızı ve her zaman mücadele içerisinde olmamızı sağlayacaktır. Yaşanan her olay kaderimize küsmemize ve tam bir teslimiyet içerisinde olmamızı sağlamamalı! Aksine İslam dünyasına yapılan her türlü saldırı bizim ne kadar değerli olduğumuzun göstergesidir.
Sosyalizm ve kapitalizm insanlığa saadet getirmemiştir. Getirmeyecektir. İnsanın yaratılışına (fıtratına) uymayan bütün sistemler çökecektir. İnsanlar arasında adil ve adaletli paylaşımı sağlayacak olan da İslam dünyasının kuracağı “Adil düzen” olacaktır. Bu düzenin kurulması İslam dünyasının kuracağı İslam birliği ve İslam Nato’suyla olacaktır.
Atalet içerisinde olursan ve yaşanan gözyaşları akan kana duyarsız kalırsan bir gün sıra sana da gelir. Asla unutma ve de unutturma!
İshak Beyazay