80 Ülkeden İslam Alimleri İstanbul’da toplanıyor
80 ülkeden İslam âlimleri, İstanbul’da “ortak yol haritasını” konuşacak.
İstanbul, İslam dünyasını ilgilendiren uluslararası bir sempozyuma ev sahipliği yapıyor. Hafta sonu 80’e yakın ülkeden din adamları ve akademisyenler “Ortak yol haritası icma ve kolektif şuur” konulu uluslararası sempozyumda bir araya geliyor. İki gün sürecek sempozyum Müslümanların birliği adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Uluslararası sempozyum 27-28 Nisan tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Düzenlenen etkinliğin konuşmacı ve katılımcıları arasında Raşit Gannuşi, Prof. Dr. Ahmed Abbâdi, Muhammed Saad Ebu Bekir, eski Mısır Müftüsü Prof. Dr. Ali Cuma, Prof. Dr. İsam Beşiri, Prof. Dr. Muhammed İmara, Selman Hüseynî en-Nedvi gibi İslam dünyasından birçok din adamı ve akademisyen yer alıyor.
5 DİLDE SİMÜLTANE TERCÜME YAPILACAK
Sempozyumu 4 bin kişinin takip etmesi bekleniyor. Tebliğler beş dilde; Türkçe, Kürtçe, Arapça, İngilizce ve Fransızcaya anlık (simultane) çevirileri yapılacak.
İcma, İslam’ın dört ana kaynağından üçüncüsü (Kur’an, Sünnet, İcma ve Kıyas). Kelime olarak ittifak, kast, azim ve mutabakat anlamlarına geliyor. İslam hukukunda ise icma ile aynı asırdaki İslam müçtehitlerinin dinî bir meselede ittifak etmeleri kastediliyor. İcma sıradan insanların işi değil; herhangi bir konuyu asli deliller itibarı ile tespit edip değerlendirebilecek güçteki uzmanların, o mevzu ile alakalı mutabakatlarına deniyor.
Geçen yıl “Sosyal Problemlere Peygamber Yolu’ndan Çözümler” başlığıyla Gaziantep’de program düzenlenmiş, altmış ülkeden katılım olmuştu. Yine 2010 yılında İslam âlimleri ‘Peygamber Yolu’nu anlatmıştı. Konu başlıkları ile ilgili ise şu bilgileri paylaşıyor: “İcma ümmetin ittifak ettiği noktalar demek. Bu toplantıda ümmetin birliğini sağlayan dinamikler üzerinde durulacak. İcmanın dindeki yeri nedir, sahabe uygulamaları nelerdir bütün bunlar konuşulacak. Müslümanların birlik ve beraberliğini sağlayan dinamiklerin harekete geçirilmesi gerekiyor. İslam dünyasında bu ölçüde geniş katılımlı bir toplantı yok. Bu sempozyum İslam ümmetinin çoğunluğunun İslam’ı doğru anlamadaki mutabakatını ortaya koyacak. İcma kültürü yapacak bilgilendirmeyi de vermek istiyoruz. Müslümanlar ortak değerlerle yetişirlerse birlik sağlayabilirler.”
DOĞU-GÜNEYDOĞU’DAN KANAAT ÖNDERLERİ DE KATILIYOR
Sempozyuma Türkiye’den Diyanet ve ilahiyat camiasından birçok akademisyen, Doğu ve Güneydoğu’dan çok sayıda kanaat önderi de katılacak. İlk gün tebliğlerin sunulmasına geçilmeden önce Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük, Tunus en-Nahda Hareketi lideri Raşit Gannuşi, Nijerya Din İşleri Yüksek Kurulu Genel Başkanı Muhammed Saad Ebu Bekir, Sudan İslamî Araştırmalar Akademisi Başkanı Prof. Dr. İsam Beşir, Mısır’dan Büyük Âlimler Konseyi Üyesi Prof. Dr. Muhammed İmâra açılış konuşması yapacak. Eski
Mısır Müftüsü Prof. Dr. Ali Cuma’nın konferansından sonra oturumlara geçilecek. İlk oturumun konusu İcmaın Dindeki Yeri ve Önemi. İkinci oturumda Sahabe İcmaının Dinin Doğru Anlaşılıp Yaşanmasındaki Yeri konuşulacak. İkinci gün (Pazar) ilk oturumun başlığı “Kaynak Birliğinden Mefkûre Birliğine” adını taşıyor. İkinci oturumda İcmaın Eğitim ve Sosyal Boyutları ele alınacak. Üçüncü ve son oturumun konusu ise Günümüz Şartlarında İcmaın Fonksiyonel Hâle Getirilmesi… Sempozyum sonuç değerlendirmesiyle sona erecek.
ÇÖZÜM, İCMA VE İSTİŞAREDE
Sempozyuma iştirak edecek bazı ilim adamlarının söz konusu organizasyon ve icma konularındaki görüşleri şöyle:
Hindistan Darul Ulum Nedvetül Ulema Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Selman Hüseyni Nedvi, sempozyumu “müslümanların birliği adına önemli, cesur bir adım” olarak nitelendirerek şöyle devam ediyor: “İcma, bir açıdan bakıldığında, İslam hukuku ve metodolojisi ile alakalı teknik bir konu ve hükümlerin tespit ve tayininde Kur’an ve sünnetten referans alan temel kaynaklardan biridir. Ancak bu konferansın taşıdığı ad ve unvan bunun çok ötesinde bir anlam taşımakta. Teori ve pratikte Müslümanların duygu ve düşünce birliğini, onlar arasındaki birlik ve beraberliği temin etme ve bireysel, toplumsal ve evrensel boyutlarda işbirliği imkânlarını keşfetme bakımından çok önemli bir dinamik. Ortak paydalar ve üzerinde ittifak hasıl olmuş, ana inanç ve ilkeler etrafında birleşme, ihtilaf noktalarından uzak durma, farklı ve marjinal düşünce ve akımlara kaymadan Kur’an ve sünnetin cadde-i kübrasında buluşmak zorundayız.”
Atatürk Üniversitesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beşir Gözübenli de İslam dünyasının problemlerinin çözümünin istişare ile mümkün olacağını belirterek şu açıklamaları yapıyor: “Bu konferansta Müslümanların karşılaştıkları sosyal, maddi ve manevi problemlere Peygamber’in yolundan, Allah’ın mesajından çözüm üretme adına son derece güzel çalışmalar sunulacaktır. Dinimizin temel değerlerinden bir tanesi istişaredir, şûradır. İslam dünyasında şûra ve meşveret kültürünün yerleşmesine veya güçlenmesine katkı sağlaması yönüyle sempozyumu çok önemli buluyorum. İnsanların günümüzde karşılaştıkları maddi-manevi problemleri aşma yolunda meşveret hayati derecede önemli. Bu tür büyük çaplı sempozyumlarla bu kültürün hatırlanması ve yeniden tesisi büyük bir kazançtır. Müslümanlar birbirlerini sevmeli. Bu sevginin temelinde Allah rızası olmalı, bunu gerçekleştirmek adına Müslümanlar kendi aralarında görüşmelerini daha da sıklaştırmalı.”
İCMAYA BAŞVURULMASI ZARURİ
Celal Bayar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulhakim Yüce ise icmanın hayatiyetine şu ifadelerle vurgu yaptı: “İslam bir usul, bir metodoloji dinidir. Metodoloji de yüzyıllardan beri tespit edilen ve uygulanan bir kitabiyata sahiptir. Bu metodolojiyi günümüze hitap eden açılımlarıyla görmezden gelirsek sahih bir yorumda bulunamayız. Nedir metodolojinin temel unsurları? Kitap, Sünnet, İcma ve Kıyas. Günümüzde karşılaşılan problemlere bu dört unsur ışığında çözüm üretmezseniz o zaman da keşmekeş ortaya çıkar ve dağınıklık olur. Yeni Ümit dergisinin önderliğini yaptığı bu sempozyum İslam âleminin çok ciddi dağınık olduğu bir dönemde amelî, ahlakî ve itikadî açıdan nasıl bir birlik sağlanabileceğine işarettir. Yani tekrar icma dediğimiz İslam’ın üçüncü önemli prensibine başvurulmasının zaruri olduğuna ve icma olan konuların herkesçe kabul edilerek yeniden gündeme alınması gerektiğine vurgu yapılacak. Bu sempozyum ümit ediyorum uluslararası çapta güzel bir birlikteliğe sebebiyet verecek. Hem fikrî dağınıklığın hem de ameli dağınıklığın yanlışlığına dikkat çekilecek ve çözüm yolları üzerinde tebliğler sunulacak.”
Sempozyumun önemine değinen Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Talip Türcan ise modern dönemde insanların bireysel ve toplumsal olarak büyük problemler içerisinde yaşadığını dile getirdi. İnsanların yüzyıllardır din dışı problemlere çözüm aradığını; ancak bulamadığını ifade eden Türcan, “Görüldü ki aslında insanlık sahiden de dinden uzaklaştıkça yalnızca problemlerini büyüttü.” diye konuştu. Türcan, Hazreti Peygamber’in (A.S) hayatından, O’nun sözlerinden, fiillerinden bu çağdaki toplumsal veya bireysel sosyal problemlere çözümler üretilebileceğini vurguladı. Sempozyumun bu açıdan önemli olduğunu kaydeden Türcan, uluslar arası organizasyonu şöyle değerlendirdi: “Toplumun sorunlarını bireysel veya toplumsal platformda çözmemiz açısından oldukça önemli. Düzenleyenleri tebrik ediyorum.”